
Ada Buluşmaları fikri adadaki yalnızlığımdan doğdu.
Adalar İstanbul’un hemen yanında olmasına rağmen gerek coğrafi ve fiziksel mağduriyetler gerekse genel ekonomik sıkıntılar ve buna eklenen geleneksel popülasyonunu kaybetmesi ve benzeri sorunlarla terkedilmiş, bununla beraber yağmaya açılmaya da müsait pozisyonlarıyla, tüm Türkiye de öğrenilmiş ağır bir seçim mücadelesi geçirdi.
Adaların yalnızlığı kendi yalnızlığım ve terkedilmişliğim gibi mahsun ve çaresizdi.
Yerel seçimler kavgalarının sona erebileceğini düşündüğüm Nisan sonu ‘Ada Dostları’ diye isimlendirdiğim bir gurup arkadaşımı, dostumu ve sanatçıyı Splendit otelinde yemekte topladım. İlk hareketim buydu. Mayıs başında ise Venedik Bienali tecrübesinden bu sefer başka bir fikirle döndüm.
Adalar da, Venedik adalar gurubu gibi, yılın 365 günü sanatla yaşayarak kalkınan bir yer neden olmasın?
Fikirlerimi ve getirdiğim dökümanları, öncelikle bir Nisanda halkın ittifakıyla koltuğuna oturmuş olan yerel yöneticimiz Erdem Gül Bey le paylaştım. Seçim çalışmalarının ekseninde adaların bir açıkhava müzesi tesbitinden başlayarak bir kültür ve sanat merkezi olmasını arzu ettiğine dair beyanları sivil bir girişim başlatma konusunda bana cesaret verdi. Adalarda yaşayan, orayı atölye olarak kullanan, üreten ve orada saklanan sanatçı yazar müzisyen ve edebiyatçılara bir çağrı çıkardım. Yaklaşık otuz kişilik ‘Adalar Sanat İnisiyatifi’ İlk toplantısını Erdem Gül Beyin de izleyebileceği Adalar Belediyesi salonlarında yaptı. İlk toplantımıza Türkiye de ilk bienalleri de organize etmiş olan Beral Madra hanım katılarak Kültür Aş yönetim planını açıklayan bir sunuş yaparak bir enstitü kurulduğu taktirde, adalarla olan geçmişteki bağını da canlı tutacak, arşivini adalara bağışlayacağı sözünü verdi. Yakın hedeflerimizin konuşulduğu ikinci toplantımızın konuğu ‘2010 Kültür Başkenti İstanbul’ Projesini İstanbul’a taşıyan Nilgün Mirze hanımdı. Yakın hedefimiz olan 16. İstanbul Bienali periyodunda sergiler düzenleme fikrinin sanat politikaları da böylece yavaş yavaş oluşmaya başladı. Projemiz ‘iyi kalpli olmalıydı’. Halka yönelik paylaşımcı ve halkla beraber bir iş yapmaya yönelik bir tutum sergilemeliydi.
Dışa açılma süreci
Planlandığı taktirde bir yıla yayılabileceğini düşündüğüm iyi kalpli projelerimizden ilki olan ‘Ada Buluşmaları’ ‘Açık Atölye Günleri’ nde adalı sanatçılarımız atölyelerini ilan edilen günlerde halka açarak sanatlarını ve atölyelerini paylaştılar. Bu aynı zamanda diktatörlük dönemlerinin tipik bir özelliği olan ‘içe kaçma’ , kapanma döneminden seçimlerle beraber açılma dönemine de işaret ediyordu.
‘Ada Buluşmaları’nın ilk sergisi Bir Ekim 2019 dan itibaren 30 Kasıma kadar, halkla paylaşım ve etkileşim halinde her gün yeni ilişkiler yeni deney imkanları sunuyor bize. Bağımsız olarak adalara katkı sunan sanatçıların dışında ortak hareket eden 13 sanatçı, 12 ayrı mekanı sergi mekanı olarak kullandılar. Bu anlamda kafelerden, faytoncu kahvelerinden ve diğer mekanlardan sergi mekanı, işletme sahiplerinden de kendilerine galerici yarattılar. Kendi ilanlarını kendileri bastırıp kendileri katladılar, kendileri dağıttılar. Bu arada tanışmayanlar tanıştı, arkadaş olmayanlar arkadaş oldu. Herkes atölyesine çalışma ortamlarına çeki düzen verdi ve çalışma düzenini gözden geçirdi. Web sitesi olmayanlar profesyonel bir sanat hayatı için gerekenleri yapmaya başladı.
‘Ada Buluşmaları’ sergileri her ne kadar adalı sanatçıların bir aydın sorumluluğu çerçevesinde başlamış olsa da lokal bir hareket değildir. Bu yüzden katılımcı 13 arkadaşımızdan sadece dördü adalarımızın kollektifini temsil ediyor. Bir kişi ise yurt dışından (Fransadan) geldi. Adaları dünyanın ritmine bağlayacak ve sanat alışverişini hızlandıracak çabaların giderek artacağına inanarak çalışmalarımıza ivme katacağız.
Teşekkürlerimle..
Adalar Sanat inisiyatifi tamamen bağımsız olmakla beraber yaratıcı ruhunu halkın birleşik gücünü temsil eden siyasi iradeden alıyor. Her zaman yanımızda olduğunu hissettiğimiz Erdem Gül bey e çok teşekkür ederiz.
Çalışmalarımızın başlangıç noktasını temsil eden Ada dostları toplantısındaki davetimize icabet eden tüm dost, arkadaş ve sanatçılarımıza teşekkür ederim. Bana esin ve cesaret verdiler.
Venedik bienalinde bana eşlik eden, güzel projelerimi tetikleyen, her zaman güzel düşünceleriyle yanımda olan Engin Akın hanımefendiye çok teşekkürler.
İlk toplantımıza yine her zaman olduğu gibi çalışarak eli kolu dolu gelerek desteğini esirgemeyen Beral Madra ya çok teşekkür ederim.
İkinci toplantımızda iyi kalpli projeleriyle yolumuzu aydınlatan daha baştan bana inanan Nilgün Mirze ye çok teşekkür ederim.
Projemizin lansmanına ev sahipliği yapan gerçek bir ev sahibi gerçek bir entellektüel Ahmet Tanrıverdi beye çok çok teşekkür ederim.
Ada haritalarımızı hazırlayan Emre Akyüze çok teşekkür ederim.
Sergilerimiz tam da hazırlanmadan ziyaretime gelerek güzel düşünceleriyle beni destekleyen Mehmet Günyeli Beye çok teşekkürler. ‘Ada Buluşmaları’ nın isim babası kendileridir.
Tam zamanında profesyonel hayatındaki bir aradan istifade sanatçı konuşmalarımızı filme alan Bekir Dadaş a, mutlu bir tesadüf italyadaki çalışmalarını tamamlar tamamlamaz İstanbul daki ekibe katılarak montajlarımızı yapan Murat Aceci ve sesi yapan Sefer Recebov a çok teşekkürler.
Mekanlarını duraklamadan veya duraklayarak sanata açan mekan sahiplerine çok teşekkür ederim.
Benimle beraber hareket eden, alışılmadık sergileme yöntemleri konusunda benle işbirliği yapan, kıymetli eserlerini hiç duraksamadan halka emanet eden sanatçı arkadaşlarıma çok çok teşekkür ederim.
Her şey sanat için ve tecrübelerimiz daha ileri noktaya taşıdığımız anda, paylaşmaktan öte hiç beklentisi olmayanlar öncü olarak anılacaklar.
Mahmut Nüvit, İçmimar, Adalar Sanat İnisiyatifi kurucusu,
Büyükada, 04.10.2019
